Vampir Akademisi serimizin 4. kitabı ile çok geçmeden karşınızdayım. Öncelikle kitabın konusundan birazcık bahsedip sonra genel yorumlarıma ve biraz da spoilere geçeceğim. 

Maalesef önceki kitapları okumadıysanız kitabın konusu da biraz spoiler içerecek. Spoiler olmadan konusunu nasıl anlatırım bilemiyorum çünkü. Elimden geldiğince deneyeceğim ama.

Rose, Dimitri'nin peşinden gidip, onu öldürmek için akademiden ayrılmış ve herkesi geride bırakmıştır. Ailesi ve arkadaşları ile arasında sadece 2 bağ kalmıştır. Lissa ile arasında olan bağı ve Adrian'ın rüyaları. Dimitri'yi her yerde arayan Rose, onunla karşılaşsa bile öğretmenini ve hayatının aşkını öldürebileceğinden emin değil. Üstelik sadece kalbi değil en yakın arkadaşı ile olan bağları da tehlikede. 

Kısaca konusu böyle. Benim için serinin en sevmediğim kitabı olma özelliğine sahip kitap. Galiba bu Dimitri'yi sevmememden kaynaklanıyor. Zaten kitabın çoğu kısmında karşılaşmıyorlar bile. Rose oradan oraya savrulup duruyor. Bu yüzden çok durgun bir kitap gibi geldi bana. Kitabın en sevdiğim iki yönü ise Sdney ve İbrahim Abe Mazur'un kitaba dahil olmasıydı. İkisi de kitaba heyecan katmışlar.

Tek derdim Abe'nin aslında Türk olup da arap gibi tanımlanması. Kıyafetleri tam araplara özgüydü. Bunu yazarın daha önce tam anlamıyla Türk kültürünü araştırmamış olmasına bağlayacağım. Yine de bir kitapta Türk görmek heyecan vericiydi. 

Ayrıca Lissa bu kitapta beni yine deli etti. Gerçekten tam bir aptal bu kız. Tamam birazı Avery'nin hatası ancak yine de sevmiyorum işte kızı. Rose gittiyse ne olmuş. Büyü biraz artık. Kendine bakmayı öğren. Sürekli başka insanların seni düzene sokmasını bekleme. Sonuçta Lissa da bir ruh kullanıcısıydı. Avery'nin onu kontrol edebilmesinin en büyük nedeni Lissa'nın zayıflığıydı. Başka bir nedeni yok olamaz. Seni sonuna kadar sevmeyeceğim Lissa. 

Adrian'cığıma da çok üzüldüm bu kitapta. Rose sürekli onu kullandı, Avery kullandı. Herkes çocuğumu kullandı durdu. Sizin oyuncağınız mı bu çocuk. Canım çocuğum.

Neyse bu kitaba isyanım çok. Zaten serinin en sevmediğim kitabı olduğunu da belirtmiştim. Bu yüzden yazımı uzatmayıp, kısa tutacağım. E-kitap olarak ekliyorum hemen bloga. E-kitaplar başlığı altında bulabilirsiniz.